Türk sinemasının son yıllarda hızlı bir gelişme gösterdiğini söyleyebiliriz. Gerek yıllık sinema seyircisi sayısında, gerek de Türk filmlerinin sayısı olarak istatistiklerde her sene artış söz konusu. Türk filmlerinin sayısı bir hayli çoğaldı, buna kimsenin itirazı yok ancak kalite denildiği zaman halen az sayıda yapım gösterebiliyoruz. Büyük bütçeli yapımların yanı sıra, kaliteyi daha düşük bütçeli yapımlarla yakalayan filmlerimiz de arada çıkıyor.
Şöyle uzaktan baktığımızda başarılı filmlerin ya da göz önünde olan filmlerin diyelim, daha çok komedi ve dram türlerinde olduğunu görüyoruz. Ancak arada farklı türde de başarılı filmler vizyona giriyor. Geçtiğimiz sene vizyona giren korku/gerilim filmi Baskın’dan sonra bu sene de Alper Çağlar’ın yeni filmi Dağ 2, aksiyon türünde başarısıyla dikkat çekiyor.
İlk olarak 2012 yılında vizyona giren Dağ, o dönem Büşra filmini çekmiş olan yönetmen Alper Çağlar’ın ilk uzun metraj aksiyon denemesiydi. 300 bin seyirciyle vizyonu kapatan film kimilerine göre başarılı kimilerine göre potansiyelinden az izlenmişti. Ancak Dağ, vizyonundan sonra bir hayli gündemi meşgul eden bir film oldu. Gerek televizyonda, gerek internette çok izlenen filmlerin başında geliyordu. Bunun da en önemli sebebi konusundan da öte, kaliteli çekimleri ve oyuncuların sinerjisiydi diyebilirim.
Film için TSK'nın özel izin verdiğini ve gerçek silahların kullanıldığını belirtelim.
Alper Çağlar, 2014’te Panzehir ile aksiyon türünü devam ettirdi. Beklenenden az seyirci sayısına ulaşmış olsa da benim için en iyi Türk filmleri arasındaki yerini almıştı. Özellikle akılda kalıcı müzikleri izleyenleri bir süre etkisinde bırakıyordu. Dağ filminin internet üzerindeki hızlı yayılan ünü doğal olarak yeni beklentilerin oluşmasına sebep oldu. Alper Çağlar da bir sonraki projesi olarak Dağ 2’yi seçti.
Author denilen kavramı sinema okuyan ya da ilgili olan çoğu kişi iyi bilir. Ancak sinemanın arka planıyla pek ilgili değilseniz bu kavramı daha önce duymamış olabilirsiniz. Author, bir insanın kendine yakışanı giymesidir diye açıklamak istesem de author, kabaca tam bir yönetmen filmine çıkıyor diyebiliriz. Yapımcı filmleri ya da ortak projelerden öte author’lar önce hikayeyi bulur, senaryosunu yazar, sonra filmini çeker ve film tamamen yönetmenin her karesinde parmağının olduğunu gösterir.
Biraz bütçe, biraz yetenek biraz da imkanlar birleşince Dağ 2, author’un anlamının biraz daha gelişmesine sebep oluyor. Filmin yönetmeni Alper Çağlar; filmin senaryosunun, yönetmenliğinin, kurgusunun ve hatta oyunculuğunun yanı sıra drone operatörlüğünü bile kendi yapmış. Bu tarz insanların (kaliteli işler çıkardıkları sürece) işlerine ülkemizde fazlasıyla ihtiyaç var. Zira sektörün bayrağını bir tık ileriye götürecek insanlar, bu tarz insanları.
Fırtına Getiren timinde her karakterin kendine has özelliği (süper gücü) bulunuyor.
Uzun bir girişten sonra hızlıca Dağ 2’nin konusuna geleyim. İlk filmin birkaç yıl sonrasını konu alan film, ilk filmin kahramanları Oğuz ve Bekir ekseninde geçiyor. Bu ikili, hayatta kalmayı başardıkları ilk film sonrasında bordo berelilere katılmak ister. Dağ 2 de bize ana senaryoda özel harekatla ilk görevlerini, flashback’ler ile de katılma süreçlerini gösteriyor.
İkiliye bu sefer bir hayli oyuncu eklenmiş. Oğuz ve Bekir, ilk filmde kaybettikleri komutanın en yakın arkadaşı Veysel komutanın ekibine girer. Fırtına Getiren ekibinin Oğuz ve Bekir ile birlikte ilk görevleri ise Ceyda isimli, aslen muhalif gazeteciyi IŞİD’in elinden kurtarmaktır. İşin içine Oğuz ve Bekir girince, onlara fazlasıyla yeni karakter eklenince, bir de düşman olarak IŞİD olunca artık filmde patlayan silah sayısını, havada uçan mermi sayısını siz hesaplayın. Hatta filmden Marvel evrenine atıfta bulunan şu replik, herhalde filmin aksiyonunu özetliyordur; "Düşmanın tankı var! Olsun bizim de Bekir'imiz var!".
Burada filmin çektiği önemli bir kırmızı çizgi var. Militarist bir film mi? Evet. Peki politik bir film mi derseniz, orada önemli bir duruş sergileyerek denge çizgisini koruyor. Dolayısıyla politik görüşünüz ne olursa olsun Dağ 2 sizin nefretinizi kazanacak bir film kesinlikle değil.
Filmin çekimlerinde 7000'den fazla manevra mermisi kullanılmış. Ayrıca birçok ilk film hayranı da filmin çekimlerine destek vermiş.
Dağ 2, sadece Türk filmleri arasında değil, genel olarak son zamanlarda izlediğim en iyi aksiyon filmlerinden biri diyebilirim. Çekim kalitesinden artık ekstra bahsetmek istemiyorum. Bu konuda Alper Çağlar’ın bir önceki filmi olan Panzehir için zamanında övgüyle bahsetmiştim. Dağ 2, izlerken insanı tatmin ediyor. Filmin en önemli eksisi bana göre kurgusu oldu. Ana hikaye, yani görev kısmı fazlasıyla heyecanlı ve insanı dikkatli bir şekilde ekran başında tutuyor. Flashback’ler ise hikayenin arka planını anlattığı için normalden fazla devreye giriyor. Bu da bazı yerlerde tam heyecan yükselmişken vitesin düşmesine sebep oluyor. Daha uzun süreli flashback olup, daha az sayıda olsaymış daha akıcı olabilirmiş. Yine de filmin tek eksi yönünün bu olması bence gayet iyi.
Dağ 2’nin müzikleri de fazlasıyla gaza getirici. Özellikle filmin bitiş sahnesindeki askerlerin dizildiği sahne ve arkada çalan müzik insanın bilinçaltına “kalkıp alkışlamam lazım” etkisi uyandırıyor.
Dağ 2 bir devam filmi. Peki ilk filmi izlemeyenler ne kaybeder? Oğuz ile Bekir arasındaki ilişkinin neden bu kadar kuvvetli olduğunu anlamazsınız. Bir de ilk filmde yaşananlar tam olarak ikinci filmin diyaloglarında açıklanmadığı için çok kısa yabancı kalabilirsiniz o kadar. Onun dışında Dağ 2, tek başına izlenebilecek bir film. Hatta Dağ 2’yi izledikten sonra evde ilk Dağ filmini izlerseniz “aa bunu anlatıyormuş” diyerek diyalogların açıklamasını görebilirsiniz.
İyi bir Türk filmi arıyorsanız, iyi bir Türk aksiyon filmi arıyorsanız, iyi bir aksiyon filmi arıyorsanız, asker temalı bir film arıyorsanız, IŞİD’e karşı savaş görüp katharsis etkisine girmek istiyorsanız Dağ 2 filmini kaçırmayın derim. Biraz önce belirttiğim gibi sondaki 2 sayısına da bakmayın, önce Dağ 2’yi izleyip sonra ilk Dağ filmini rahatlıkla izleyebilirsiniz.
KARAR
Dağ 2, devam filmlerinin kaderini bozarak ilkinden daha iyi bir yapım olmayı başarıyor. Boş olmayan, tam anlamıyla dolu karakterlerin sınır ötesi operasyonunu konu alan film her açıdan izlenmeyi sonuna kadar hak ediyor. Gerçekçi bir film olmasına rağmen özellikle karakterlere bakarsanız, hepsinin kendine has özellikleriyle çizgi roman tadına sahip olduğunu görebilirsiniz.
0 yorum :
Yorum Gönder