Şifreler, e-posta hesaplarımıza, site yönetim panellerimize, alışveriş sitelerine, sosyal medya hesaplarımıza ve bilimum kontrol panellerine giriş yapmak için kullandığımız yegane anahtarcıklar. Benim internet ile tanıştığım yıllarda şu anda olduğu gibi milyonlarca farklı kombinasyon talep eden aşırı duyarlı şifre kullanım politikaları söz konusu değildi. Yün içlik almaya çalıştığınız bir alışveriş sitesi size şifrenizle ilgili “En az 8 karakter olacak, bak büyük harf koymadın. Olmaz bunda adın geçiyor, yahu özel karakteri nerde bunun?” türü can sıkıcı dayatmalarda bulunmuyordu. Gerçi o yıllarda internetten yün içlik almak da pek mümkün değildi ama bu ayrı bir konu.
Günümüzde Adobe gibi, Microsoft gibi sektör devlerinin veritabanları bile hacklenip, kullanıcı verileri o forum senin bu forum benim dağıtılıyorken her servisin kullanıcıdan sadece kendine özel bir şifre oluşturmasını istemesi kullanıcı güvenliği açısından haklı bir talep gibi görünebilir. Neticede X site hacklenip kullanıcı bilgileri ele geçirildiğinde kötü niyetli kimseler “La bunlar aynı şifreyi başka sitelerde de kullanmışlardır, hadi hepsinde deneyek” düşüncesi ışığında internetteki tüm varlığınızı bir anda tehdit eder hale gelebiliyorlar. Öte yandan yarım milyar farklı siteden hizmet alan internet kullanıcılarının tüm bu siteler için 49kCI87R+%^453r türü şifreleri hafızalarında tutabilmeleri mümkün değil, en azından ben hafızamda tutamıyorum. Bu noktada tarayıcı eklentileri, masaüstü veya akıllı telefon uygulamaları devreye giriyor.
Ben şahsen asla bir tarayıcı eklentisine data emanet edecek kadar güvenmem. Hatta birkaç sene önce son derece popüler bir ekran görüntüsü alma eklentisinin kullanıcının girdiği tüm inputları kaydedip gizli gizli İsrail menşeili bir data firmasına gönderdiğini öğrendiğimden beri bu konuda çok daha titiz davranıyorum. Google çıkıp “Kuzenimiz yazmış eklentiyi, kusura bakmayın” şeklinde bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Bunun yerine uzunca bir süredir open source, yani açık kaynaklı bir uygulama olan KeePass‘e güveniyorum.
Bir gün Intel‘in True Key isimli uygulaması ile tanıştım, hangi vesileyle olduğunu hatırlamıyorum. Mobil cihazlar ile senkronize olma, yüz tanıma, tek şifre ile her yerde hoppala diye göbek atma gibi o kadar cazip vaadlerde bulunuyordu ki, ışık hızıyla indirip bilgisayarıma kurmak için düşünme ihtiyacı bile hissetmedim. Intel’in o şukela mavisine duyduğum güven gözlerimi kör etmişti. Elbette kullanım koşullarını okumadan “Okudum” kutucuğunu işaretledim ve “next, next” diyerek bir çırpıda kurulumu tamamladım. Hayatımı KeePass’e göre çok daha kolay hale getirecek bir oyuncak bulduğum için çok mutluydum.
O küçük sinir bozucu “McAfee” logosunu daha önce fark etmeyi dilerdim. Bu zamana kadar McAfee imzası taşıyan hiçbir uygulamadan hayır görmedim, hatta kurucusunun eski bir veri hırsızı olduğunu bile okumuştum. Intel bu firmayı satın almış, True Key gibi güvenlik yazılımlarını bu isimle geliştirmeye karar vermiş. Öyle sanıyorum ki Intel, McAfee’nin sadece ismini değil çalışanlarını da almış zira o eski tarayıcıya musallat olan şerefsiz McAfee yaklaşımını ben bu uygulamada da gördüm.
Sevmedim, yine tarayıcılara eklenti yüklediğini, Windows’un oturum açma ekranına göbekten yerleştiğini falan görünce kıllandım ve uygulamayı kaldırmaya karar verdim. Kaldıramadım… İlk önce uninstall ekranında “Devam etmek için tarayıcınızı kapatın” mesajını aldım.
“Okey” deyip tarayıcıları kapatıp tekrar denediğimde ise şu mesaj ile karşılaştım.
Aga o pencereyi kapatıp tekrar deneseniz de uygulamayı legal herhangi bir yoldan kaldıramıyorsunuz, hayvan çocuğu sisteminize yerleşiyor ve yönetici haklarıyla bile uninstall edilemiyor. Neler denedim neler, yüklendiği klasöre gidip o bölümdeki kaldırma dosyalarını yine yönetici haklarıyla çalıştırdım, parametreler gönderdim yemedi. Şimdi bilgisayarımı güvenli modda çalıştırıp (Allah kahretmesin ki bu Windows 10’da çok zahmetli, iğrenç bir iş) öyle deneyeceğim, yine sonuç alamazsam komple format atacağım.
Ben biliyorum arkadaş, bir işin içinde McAfee ismi geçiyorsa oradan arkana bakmadan uzaklaşacaksın. Bu bir tarafa, Intel’i, son kullanıcılar tarafından kolaylıkla yüklenip kaldırılamayan böyle bir uygulamayı pazarladığı için kınıyorum. Resmen markaya duyduğum güven zedelendi.
Benden söylemesi, siz siz olun bilgisayarınıza True Key uygulamasını yüklemeyin.
Çözüm: Intel True Key uygulamasını nasıl kaldırabilirsiniz?
Altında lanet olasıca McAfee’nin imzası bulunan uygulamayı uzun araştırmalar sonucunda MCPR yani “McAfee Consumer Product Removal” isimli araç ile kaldırabildim. Allah’ın belası araç ile ilgili detaylara şu sayfadan Türkçe olarak ulaşabilirsiniz. “Yahu uğraştırma işte, nereden indireceksek söyle” diyenler için de bir amme hizmeti olarak: http://us.mcafee.com/apps/supporttools/mcpr/mcpr.asp
Bilgisayarınıza indirip tek tıklamayla çalıştıracağınız MCPR, cihazınızdaki tüm McAfee imzalı uygulamaları birkaç dakika içinde kaldıracaktır. Eğer bu üçkağıtçı firmanın farklı ürünlerini kullanıyorsanız bu bilgi aklınızın bir köşesinde bulunsun.
0 yorum :
Yorum Gönder